“Âkif, Zor Zamanlarda Ortaya Çıkmış Kahramanlardan Birisidir”
Rektör Yıldız, Mehmet Âkif Ersoy’un ele alındığı programda olağanüstü zamanların olağanüstü insanların ortaya çıkmasına zemin hazırladığını, bu insanlardan birisinin de Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte Âkif olduğunu söyledi.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız; Sivas Eğitimde Diriliş Derneğinin düzenlediği “Yüzyılın Çağrısı Safahat Okumaları”nın ikinci hafta konuğu oldu.
Programa Rektör Yıldız’ın yanı sıra, Eğitimde Diriliş Derneği Başkanı Fahrettin Yılmaz, dernek üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Rektör Prof. Dr.Yıldız, programa katılanlara Mehmet Âkif Ersoy’un hayatıyla ilgili anekdotlar aktardı.
Türk tarihinde üç büyük dönüm noktası olduğunu söyleyen Rektör Yıldız, Selçuklu’dan Osmanlı’ya geçişte Mevlana’nın, Osmanlı’nın fetret döneminde Süleyman Çelebi’nin, Osmanlı’dan Cumhuriyete geçişte ise Âkif’in önemli işler yaptığını aktardı.
Olağanüstü dönemlerde olağanüstü insanların ortaya çıktığının altını çizen Rektör Yıldız, bu insanların halka ümit aşıladıklarını söyledi.
Rektör Yıldız; “Bu insanlardan birisi de Mehmet Âkif Ersoy’dur. İstiklal Marşı’nın “Korkma!” diye başlamasının nedeni de ümitsizliğe engel olmak içindir. İstiklal Marşı’nın başı ayete dayandırılıyor.” dedi.
Rektör Yıldız Kurtuluş Savaşı’nda Âkif’in yaptıklarına da değinerek, “1’inci Dünya Savaşı’nın ardından antlaşmalar imzalanıyor. O antlaşmalar sonucunda Anadolu’da işgal edilmeyen birkaç il kalıyor. Sivas, Yozgat, Kayseri çevresini bize layık görüyorlar. Böyle bir paylaşım var. Burada Âkif’i görüyoruz. İnsanlara ümit aşılayan bir Âkif var. İstanbul’dan Hasan Basri Çantay’ın davetiyle Balıkesir’e gidiyor, Zağnos Paşa Camisi’nde vaaz ediyor. Aslında İstanbul’da bilinen birisi, dergi çıkarıyor. Anadolu’ya geçiyor ve şehir şehir gezerek vaazlar veriyor. Bu vaazların bir kısmını dergide yayımlıyor. Burdur’a, Kastamonu’ya gidiyor. Kastamonu’da vermiş olduğu vaazı Sırat-ı Müstakim dergisinde yayımlıyor. Bu derginin vaaz kısmı tekrar tekrar bastırılıp Anadolu’nun birçok yerine, illere, valilere gönderiliyor. İşte bu şartlarda Âkif, insanlara gelecekten ümit kesmemelerini ve kurtuluşun yakın olduğunu söylüyor. Vaazlarıyla, yazılarıyla hayatıyla…”
Rektör Yıldız, Âkif’in vefat ettiğinde büyük bir vefasızlıkla karşılaştığını söyleyerek, “İstiklal Marşı’nı yazmış, Kurtuluş Savaşı’na katılmış bir gazi, milletvekili olan Âkif vefat ettiğinde devlet töreni yapılması gerekirken İstanbul Üniversitesi öğrencileri tarafından defnediliyor.”
Âkif’i anlamanın önemine değinen Rektör Yıldız konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Biz okumalarımıza ideoloji açısından yaklaşıyoruz. Aslında Âkif de, Tevfik Fikret de Necip Fazıl da Nâzım Hikmet de bizimdir. Âkif’i başka yönlerden eleştirenler de var. Mesela; “ Abdülhamit’e neden muhalefet etti?” deniyor. Olaylara biz, bulunduğumuz zamandan, 100 yıl öncesine bakarak hüküm vermeye çalışıyoruz. Bu yanlıştır. Biz o çağı yaşamadık. Âkif’i anlamak önemli. Çünkü Âkif bizi bize anlatıyor. O dönemi anlamak açısından önemli.”