Koronavirüs Kadar Tehlikeli

 

Doç. Dr. Nilüfer Tuğut kadın ve erkeklerde cinsel hastalıklara neden olan HPV virüsüne dikkat çekti.

 

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Başkanı Nilüfer Tuğut ocak ayının rahim ağzı kanseri farkındalık ayı olduğunu belirterek konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

 

Cinsel olarak aktif kişilerin neredeyse tamamının hayatlarının bir döneminde HPV ( Human Papillorna Virüs) ile karşılaştıklarını anlatan Doç. Dr. Tuğut, “HPV virüsü kadın ve erkekte genital siğillere, kadınlarda rahim ağzı kanserine ve erkeklerde de penis kanserine neden olmaktadır. Ciddiye alınması gereken bir enfeksiyon olan HPV bazı kişilerin bağışıklık sistemi tarafından kontrol altına alınabilirken, bazı kişilerin bağışıklık sistemi tarafından etkisiz hale getirilemeyip yıllarca hiçbir belirti vermeden varlığını koruyabilmektedir. Hiçbir şikâyet hissetmeden kişi yıllarca enfeksiyonu taşıyabilir. Bu durum, hastalığın yayılmasına engel olmadığı gibi, virüs cinsel ilişki sırasında bulaşmaya devam eder.” dedi.

 

Tuğut, “Rahim ağzı kanserlerinin neredeyse tümünden sorumlu olan HPV virüsü oldukça bulaşıcıdır. Her 100 kadından en az ikisi hayatının bir döneminde rahim ağzı kanseri tanısı almaktadır. Genellikle 50 yaş civarında ortaya çıkan rahim ağzı kanseri artık genç kadınlarda da görülmeye başlamıştır. Rahim ağzı kanserinin belirtileri daha çok hastalığın ileri safhalarında ortaya çıkar. Kanlı akıntı, cinsel ilişki sonrası kanama ve düzensiz adet kanaması gibi belirtiler rahim ağzı kanserinin belirtileri arasındadır. Rahim ağzı kanseri ilerledikçe idrar problemleri, dışkılama zorlukları ve bacak ağrıları görülür.” ifadelerini kullandı.

 

Erken Yaşta Cinsel İlişki HPV Riskini Artırır

 

Konuşmasının devamında Doç. Dr. Tuğut, “HPV’nin neden olduğu genital siğiller rahim ağzı kanseri belirtisi sayılmazlar. Fakat bu virüs hem erkek hem de kadınlarda genital siğillere sebep olurlar. Genital siğiller gözle görülemeyecek kadar küçük kabarıklar ya da karnabahar görünümlü daha büyük şekillerde görülebilir. Virüsü taşıyan kişinin karşı tarafa bulaştırması için cinsel bölgelerin temas etmesi yeterlidir. Çok eşlilik, erken yaşta cinsel olarak aktif olmak, cinsel yolla bulaşan başka bir hastalığın varlığı, bağışıklık sistemini baskılayan herhangi bir hastalığın olması ve ilaç kullanımı HPV ile karşılaşma ihtimalini artırmaktadır.” şeklinde konuştu.

 

SMER Testi Yaptırılmalıdır

 

“Genital siğillerin fark edilmesi ile detaylı bir muayene ve HPV tiplendirmesi mutlaka yapılmalıdır” diyen Tuğut “Kişide HPV enfeksiyonu olup olmadığını anlamak için vajinal sürüntüden ya da virüsün neden olabileceği düşünülen siğilin kendisinden örnek alınarak incelenmesi gerekmekte. 21 yaş üzerindeki aktif cinsel yaşamı başlamış tüm kadınlar her yıl bir kez smear testi yaptırmalıdır. Eğer aktif cinsel yaşam bu yaştan önce başlamışsa, başlanan yaştan itibaren ilk üç yıl içinde smear testi yaptırılması önerilir. Smear testinde şüpheli bir durum görülmüşse, test daha sık aralıklarla yapılabilir ya da ileri tetkik uygulanabilir. Smear testi son derece basit, ağrısız bir kanser tarama yöntemidir ve hastanelerde, aile sağlığı merkezlerinde ve KETEM’de yapılmaktadır.” diye ekledi.

 

Doç. Dr. Nilüfer Tuğut açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:

“HPV’den korunmak için 12 yaşından itibaren çocuklara HPV aşı olması önerilir. Ülkemizde iki tip HPV aşısı bulunmaktadır. Rahim ağzı kanserinin yanı sıra vajinal ve vulva kanserlerinde de koruyucudur. 4 ve 9’lu tür aşılar kadın ve erkeklerde genital siğilleri, anal kanserleri önleyebilir. Bazı HPV türleri ağız ve boğazda gelişen kanserlerle de bağlantılı olduğu için bu kanserlere karşı da koruma sağlar. HPV aşısı için en ideal aşılama zamanı cinsel deneyim henüz başlamadan yani HPV virüsü ile temas olmadan önceki dönemdir.”