Ayaklarınıza Çocuğunuz Gibi Bakın

Günümüzde diyabet,  diğer adıyla şeker hastalığı kan şekeri yüksekliği sonucu oluşan birçok organ tutulumuna neden olan ilerleyici bir hastalıktır. Vücudun tüm sistemlerini etkileyen diyabetin en ciddi sonuçlarından biri de ayaklarda oluşan ve iyileşmeyen diyabetik ayak yaralarıdır. 

 

Diyabetik ayak hastalığıyla ilgili açıklamada bulunan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Plastik Rekonstruktif Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Neşe Kurt Özkaya ayak bakımının önemine değindi.

 

Diyabetik ayak yara tedavisinde erken müdahalenin önemine değinen Dr. Öğr. Üyesi Neşe Kurt Özkaya, “Diyabetik ayak yaraları maalesef tüm dünya olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir halk sağlığı sorunudur. Hastalarımız ayaklarında yaraları çıktıktan sonra kliniğimize başvurmaktadır. Ancak oluşan yaraların maalesef şekerin bir komplikasyonu olarak nöropati ve anjiyopati dediğimiz doku hasarı meydana gelmesi sebebiyle tedavisi çok zordur. Polikliniğimizdeki hizmetlerimizin amacı özellikle yara oluşmadan önce diyabetik hastalara müdahale etmektir. Polikliniğimizde diyabetik hastaların ayaklarının bakımı anlatılmakta ve düzenli olarak takibi yapılmaktadır. Amacımız hastaların ayaklarında yara olmadan önceki süreçte onları bilgilendirmek ve yönlendirmektir. Çünkü yara oluştuktan sonra büyük ihtimalle damarlar tıkanmış ve/veya ayaklarda sinir hasarı olmuştur ve böyle bir durumda tedavi çok zordur. Maalesef ilerleyen süreçte amputasyon dediğimiz parmak, ayak veya bacak kayıpları olabiliyor. Biz bunun önüne geçebilmek adına amputasyon riskini azaltmak adına diyabetik ayak polikliniğimizde diyabet tanısı alan her hastanın belli aralıklarla hem biyokimyasal tetkiklerinin takibini hem hastanın ayağını muayene ediyoruz. Ayak muayenesi sırasında bu hastaların fark edemedikleri, ayaklarında erken dönemde oluşan deformiteleri, çatlakları, yaraları görüp erken müdahale etme şansı buluyoruz. Haftanın beş günü poliklinik hizmeti vermekteyiz. Servisimiz 22 yataklı bir servistir. Servisimizde hem diyabetik ayak yaralarını tedavi ediyoruz hem de Plastik Rekonstruktif estetik cerrahi alanında tüm hastalarımıza hizmet vermekteyiz. Diyabetin sebep olduğu diğer komplikasyonları da önlemeye veya komplikasyon gelişmişse takip ve tedavisi için gerekli bölümlere yönlendirmeye çalışıyoruz.” dedi. 

 

Dr. Öğr. Üyesi Özkaya konuşmasının devamında, “Diyabet yani seker hastalığı tanısı ya rast gele kan şekeri ölçülen hastalarda belli oluyor ya da hasta çok yiyorum ama kilo alamıyorum veyahut çok su içiyorum, gece bile tuvalete gidiyorum şeklinde şikâyetleriyle sağlık kuruluşuna başvurması üzerine hekim tarafından tanı alabiliyor. Tanı konduğu andan itibaren bu hastaların özellikle kan şekeri regülasyonu takip edilmesi bunun yanında da ayaklarının ne kadar ya da ayak damarlarının sinirlerinin ne kadar etkilendiğinin sıkı takibi gerekiyor. Biz işte burada devreye giriyoruz. Diyabet hastalığı tanısı alan her hasta yılda en az üç defa bize gelsin biz de kontrollerini yapalım. Hastaya bakalım; bacaklarındaki damarlar tıkanmış mı, ayaklarındaki sinirlerde bir sorun var mı bunları biz önceden belirleyelim. Şeker hastalığında ayağın şekli bozulabiliyor.  Ayağın şekli bozulduysa ayağın yere basan kısımları değişiyor. Erken evrede oluşan ayak nasırları ve çatlaklarından enfeksiyon hızla içeri yayılabiliyor. Hasta ayağında oluşan nasırları evde kendisi tıraşlamaya çalışıyor ve daha büyük yaralara neden oluyor. Amacımız erken müdahaleyle tıbbi açıdan bunların önüne geçmek. Şeker hastalığının iki türü vardır. Hem çocukta hem de erişkinlerde görülen türlerdir. Bu hastalık multifaktöryel bir hastalık yani genetik koşullar ve yaşam koşullarda işin içine giriyor. Ayrıca ailesinde diyabet hastalığı olan bireyler muhakkak kontrole gitmeleri gerekiyor.” şeklinde konuştu.

 

Dr. Öğr. Üyesi Özkaya son olarak, “Şeker hastalığı nedeniyle ayak “nöropati” dediğimiz sinirlerde hasar olduğunda hastaların ayaklarında hissetmeme, üşüme, karıncalanma, uyuşma hissi meydana gelir. Ayrıca ayakları üşüdüğü için ayaklarını sobaya kalorifere ve sıcak su torbalarına yakın tutarlar. Bu esnada ayak ısınır hatta yanar ama hasta ayağının yandığının farkında değil. Bunun nedeni şeker hastalığı sinirleri etkilediği için bu hastaların hissetme duyusu kayboluyor. Hastalarımız bu hastalığı fark etmedikleri ve kendi çözüm arayışlarına girdikleri için ayağında derin yaralar olabilir. Veyahut hasta yolda yürürken ayağına taş, cam, diken, çakıl batabilir ama hasta bunun farkına varmaz. Hatalarımızın ayağını ayakkabı vuruyor ama bunu fark etmiyorlar. Ayağı bir nevi su topluyor ve ayağında yara oluşuyor. Akşama kadar aynı ayakkabıyla gezerek ayağındaki yaranın derinleşmesine sebep oluyor. Bu yaranın olması ne yazık ki hastamızda artık kronik komplikasyonlara sebep olmuş şeker hastalığının olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu yaralar enfeksiyon kapıyor ve tedavisi de daha zor hale geliyor. Lütfen ayaklarınıza kendinizden daha iyi bakın ayaklarınıza çocuğunuz gibi bakın ve günlük muayenesini kendiniz yapın.” ifadelerini kullandı.

 

Diyabetik Ayak Polikliniği’nde tedavi gören 66 yaşındaki Hasan Çiçek’in eşi Sadegül Çiçek, “Şarkışla’dan geliyoruz. Eşim Hasan Çiçek 20 yıldır diyabet hastası. İki çocuğum da şeker hastası onlar hiç gitmiyor kontrole. Hastaneye geldik kocamın ayağının altında bir yara oluştu biz koronadan korktuk ama korona değilmiş.  Şeker hastalığından dolayı kocamın parmağını almaya karar verdiler.” dedi.