Sismik Yapılarda Patlamalar ve Tünelcilikte İş Sağlığı Konferansı

 Üniversitemiz Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisleri Kulübü tarafından “Sismik Yapılarda Patlamalar ve Tünelcilikte İş Sağlığı” isimli konferans düzenlendi.

 

Maden Mühendisi Dr. Hasan Denek ve Maden Mühendisi Rafet Fidan’ın konuşmacı olduğu konferans Mühendislik Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilirken konferansa Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Erdem, dekan yardımcıları, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Konferans saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başladı.

 

Selamlama konuşması yapan Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Erdem, “Bugünkü sunumumuz yoğun kentleşmeden dolayı yer altı yapılarının çok daha yoğun sürdürülmesinden kaynaklanan yapılarla iniltili olacak. Biliyorsunuz günümüzde yer altı yapı faaliyetleri giderek artıyor. Bununla iniltili olarak biz Maden Mühendisliği Bölümü mezunlarımızın da büyük bir kısmını yer altı yapılarında çalışmaları için teşvik ediyoruz.” dedi.

 

Selamlama konuşmasının ardından Maden Mühendisi Rafet Fidan “Sismik Yapılarda Patlamalar” konulu konuşmasını gerçekleştirdi.

 

Fidan, “Patlatmalar derken bu patlatmalar metro projelerindeki patlatmalar. Şu anda kendim Ümraniye- Ataşehir-Göztepe Metrosunda Patlatma Mühendisi ve şantiye şefi olarak çalışmaktayım. Yeni Avustralya Tünel Açma Metodunu (NATM) kullanıyoruz. NATM’de tüneller eliptik şekilde açılır. Eliptik şekillerde hepiniz biliyorsunuz ki sonsuz köşe vardır. Tünel patlatmaları, yer altında tünel ve galeri açmanın iki nedeninden biri inşaat amaçlı (ulaşım su kablo, iletim ve depolama, sığınak) diğeri madencilik amaçlıdır. Yer altı kazılarında patlama başarısı, doğru patlama şeklinin seçimine, patlama sıralamasına, patlamadaki patlayıcı miktarına ve dikkatle, özenle hazırlanmış son kesme ve ön kesmenin kullanılmasına bağlıdır.” dedi.

 

Maden Mühendisi Dr. Hasan Denek ise “Tünelcilikte İş Sağlığı ve Güvenliği” konulu bir konuşma yaptı.

 

Dr. Denek, “1990’lı yıllar boyunca yaşanan tünel göçüklerine bağlı kayıplar, yer altı yapıları ve tünel projeleri yapıları yöneticilerinin ve iş yerlerinin dikkatini bu yapıların doğasında var olan risklere odaklamıştır. Tünel projeleri genel olarak yüksek riskler taşıyan projelerdir. Son yıllarda özellikle büyük şehirlerde şehirleşmenin yoğunluğuna bağlı olarak altyapı sorunları yeni tünel projelerinin geliştirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu bağlamda metro tünelleri atık su tünelleri, karayolu tünelleri özellikle İstanbul gibi yoğun yapılaşmanın bulunduğu şehirlerde ön plana çıkmış şehirlerde yapılardır. Tünel projelerinin şehirleşmenin bulunduğu bölgelerde yapılıyor olması teknik, mali ve idari birçok risk faktörünün de ortaya çıkmasını beraberinde getirmektedir. Bir tünel projesinin gereklilik olarak ortaya çıkmasından sonra geçirdiği tüm aşamalarda farklı mühendislik dallarından pek çok yönetici ve uygulayıcının çok çeşitli görevleri ortaya çıkar.” diye konuştu.