“Adana Tepebağ ile Sirkelihöyük” Kazıları

Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Kulübü tarafından “Adana Tepebağ ile Sirkelihöyük Kazıları” konulu konferans düzenlendi.


Programa Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi Bölümü Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ümit Nayır, akademisyenler ile öğrenciler katıldı.


Açış konuşmasını yapan kulüp başkanı Mücahit Enes Kaya, “Bölümümüzün birçok mecrada duyulması ve bölümümüze olan önemin artması için çalışmalar yürütmekteyiz. Bunun için de her türlü kurum, kuruluş ve basın yayın organları ile iletişim hâlinde olmaya çalışıyoruz. Çalışmalarımız dünyada bir tek defineci kalmayana dek ilk günkü heyecan ve aşk ile devam edecektir.” dedi.


Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ümit Nayır, “Biraz yoğun bir program olacak tabii ki. Tepebağ, Höyük kazısıyla başlıyoruz oturumumuza. Tepebağ, Höyük kazısı Anadolu ve Türkiye için önemli kazılardan bir tanesidir.” diye konuştu.


Konuşmaların ardından İsviçre Bern Üniversitesi Öğr. Üyesi Dr. Deniz Yaşin’in “Adana Tepebağ ile Sirkelihöyük Kazıları” ile ilgili sunum yaptığı konferansa geçildi.


Dr. Yaşin Adana’nın tarihinden kısaca bahsederek, “Adana’nın sembolü hâlini almış bir taş köprü mevcut. Bu köprü hâlen kullanıma açık olan, dünya çapında baktığımızda kullanılan yegâne köprülerden biridir. Bu köprü Roma İmparatorluğu Hadrianus tarafından inşa edilmiştir. Sonraki dönemde de tekrar onarım görmüştür. Taş köprü Tepebağ Höyüğünün hemen kuzey doğusunda yer almaktadır. Taş Köprü modern dönemde zamanında trafiğe açıktı, araçlar buradan geçebiliyordu. Yakın dönemde araç trafiğine kapatıldı, sadece yayalar için açık. Tepebağ Höyüğü ve Adana ayrıca Osmanlı Dönemi evleriyle de çok meşhur. Höyük üzerinde ve çevresinde 370’e yakın son Osmanlı Dönemi’yle tarihlendirilen evler tespit edilmiştir. Bunlardan bir tanesi de höyük üzerindedir. Tepebağ Höyüğü’nün hemen arkasında evin ortasından bir tünelle geçilen bir ev var. Bu da aynı zamanda Tepebağ’ın sembollerinden biri. Adana şehri Tepebağ üzerinde kurulmuştur. Bunun en güzel örneklerinden biri 1832 tarihinden iş yerleri, evler, hamamlar hepsi bir alan içerisinde, bu da höyüğün sınırı. Yoğun bir şekilde höyük üzerine var olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı.