Prof. Dr. Orhan Tatar’dan Deprem Açıklaması

Üniversitemiz Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve AFAD Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Orhan Tatar, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde meydana gelen 5,1 büyüklüğündeki depremin ardından basın açıklaması yaptı.


Prof. Dr. Orhan Tatar, yaptığı açıklamada Türkiye'deki durum hakkında bilgiler verdi. Depremin olduğu andan itibaren Ayvacık ve civarında yaklaşık 50 artçı depremin daha yaşandığını belirten Prof.Dr. Tatar, sarsıntıların birkaç ay sürebileceğini ifade ederek, "Çoğunlukla ana şokun kuzey, kuzeydoğusunda yoğunlaşmış yaklaşık 50 civarında bir artçı deprem oldu. Bunların içerisinde en büyüğü 3,6 büyüklüğünde. Bu beklenen bir durum. Özellikle 5 büyüklüğündeki bir depremden sonra önümüzdeki günlerde 4 ve üzeri büyüklükte artçı depremlerin olması mümkün. Bu tabii depremi meydana getiren fay, 2017 yılının Şubat ayında daha batıda meydana gelen depremle aynı fay üzerinde olan bir kuşak. Bu artçı sarsıntılar bir süre daha devam edebilir. Yapılacak olan şey paniğe kapılmadan, özellikle hasar görmüş binalardan biraz uzakta bulunmak. Özellikle artçı depremlerin olduğunu hissettiklerinde de olabildiğince kendilerini güvenli yerlerde tutarak bu süreci atlatmaları mümkün." dedi.


'68 İlden Fay Hattı Geçiyor'


Türkiye'nin 81 ilinin 68'inden aktif fay hattı geçtiğine dikkat çeken Tatar, "Ülkemizin her yerinde deprem üretebilecek aktif fayların olduğunu görebiliyoruz. Bugün 5,5 ve üzeri büyüklükte deprem üretebilecek diri fay sayısı Türkiye'de 485 civarında. Bu çok ciddi bir rakam. Yani 5,5 büyüklük dediğimiz kavramda bu depremler her zaman oluyor. Bunların bir bölümünü biz hissediyoruz. 4,5 ve üzerinde ise bunları hissetmek daha rahat olabiliyor ama bir deprem 5,5 ve üzerinde bir büyüklükte meydana geliyorsa bu aynı zamanda yer kabuğunda kırılmalar da meydana getirebiliyor. Yani yüzeyde o kırıkları görebiliyorsunuz. Bu da ayrı bir tehlike. Buna biz yüzey faylanması tehlikesi adını verebiliyoruz. Sınırları içerisinden diri fay hattı geçen il sayımız ise 68. Yani Türkiye'de 81 tane vilayet var, bunların 68'inin bir şekilde sınırları içerisinden aktif fay geçiyor. İçerisinden aktif fay geçen ilçe sayımız ise 400 civarında. Bugün Türkiye'deki ilçelerin sayısı yaklaşık 922 civarında. Dolayısıyla yüzde 45 civarında ilçemizde de aktif fayların olduğunu söyleyebiliyoruz. Belde, köy bazına indirdiğimizde ise rakamlar 6-7 bin civarına ulaşıyor. Bu ne anlama geliyor. Hakikaten ülkemizin her yerinde dün Ayvacık'ta olduğu gibi bu büyüklükte veya daha büyük depremlerin olma potansiyeli olan faylar var. Bu yüzden depremle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.


Sivas’ın deprem kuşağı hakkında bilgi veren Tatar “Sivas kent merkezi deprem riski açısından nispeten daha güvenli bir konumda. Fakat Sivas’ın kuzeyine doğru gittiğimizde örneğin Koyulhisar, Gölova, Akıncılar ve Suşehri gibi ilçelerimiz yüksek derecede deprem tehlikesi altında olduğunu söyleyebiliriz. Bunun temel gerekçesi bu ilçelerimizin Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın üzerinde bulunmasından kaynaklanıyor. Sivas kent merkezinin güneyine baktığımızda ise kabaca Kızılırmak vadisinin içerisinden geçen hatta karşılık geliyor. Güneyde bulunan hat Gemerek Yeni Çubuk’tan başlıyor, Şarkışla’nın güneyinden Divriği’nin kuzeyine kadar devam eden fay hatları mevcut. Kuzeyden geçen fay hatları, güneyden geçen hatlara göre çok Sivas açısından daha fazla tehlike içeriyor.” dedi.


Konuşmasının devamında Tatar, 2019’un başından itibaren faaliyet gösteren ve e-devlet üzerinden ulaşılan Türkiye Deprem Tehlike Haritaları ile herkesin bulunduğu konumun deprem riski hakkında bilgi alabileceğini ifade ederek, kentsel dönüşümün önemi, deprem anında ve sonrasında yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.