AIDS Önlenebilir Bir Hastalık
İlk defa 1980’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde cinsel tercihi homoseksüel olan erkeklerde tanımlanmış olan AIDS dünya genelinde önemli sağlık sorunlarından biri haline geldi. 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla Üniversitemiz Tıp Fakültesi Enfeksiyon Anabilim Dalı Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Seyit Ali Büyüktuna açıklama yaptı.
Dr. Büyüktuna, “Hastalık etkeni virus tedavisiz olgularda bağışıklık sistemini hedef alarak vücudun savunma gücünü zayıflatmakta ve normal koşullarda tedavi edilebilen hastalıklar, savunma gücü yetersiz kaldığından tedavi edilememektedir. Antiretroviral ilaçların kullanıma girmesiyle AİDS hastalığı ölümcül bir hastalık olmaktan çıkmış, kronik bir hastalık haline gelmiştir. HIV ile enfekte kişiler artık güncel tedaviler sayesinde uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşamakta ve yaşlanmaktadır.” ifadelerini kullandı.
İlk olarak 1988 yılında 1 Aralık gününün “Dünya AIDS Günü” olarak ilan edildiğini belirten Büyüktuna, tıp dünyası ve sivil toplum örgütleri, toplumu bilgilendirmek, bulaşma ve korunma yollarını öğretmek amacı ile faaliyetler düzenlediklerini anlatarak bu yıl Dünya Sağlık Örgütü tarafından 30’uncu yıldönümü temasının ‘‘know your status’’ olarak belirlendiğini söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün 11.07.2018 tarihli son verilerine göre dünyada 2017 yılında 36,9 milyon HIV infekte kişi olduğu bildirildiğini ifade eden Büyüktuna, “HIV/AIDS hastalığı, günümüzde korunması, tedavisi ve aşısı için üzerinde en fazla araştırma yapılan hastalıklardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. 2014 yılında Birleşmiş Milletler HIV/AIDS programı ve ortakları tarafından 2020 yılına kadar tüm HIV pozitif kişilerin % 90’ının tanı alması, tanı alanların % 90’ının antiretroviral tedaviye erişiminin sağlanması, tedaviye erişenlerin % 90’ında viral baskılanmanın sağlanması amaçlanmıştır.” diye konuştu.
HIV/AIDS ile yaşayanlar
Toplam : 36 900 000 [31 100 000−43 900 000] |
Erişkin : 35 100 000 [29 600 000- 41 700 000] |
Kadın : 18 200 000 [15 600 000- 21 400 000] |
15 yaş altı çocuklar: 1 800 000 [1 300 000- 2 400 000] |
2017 yılında HIV enfekte yeni vakalar |
Toplam : 1 800 000 [1 400 000−2 400 000] |
Erişkin : 1 600 000 [1 300 000−2 100 000] |
Türkiye’de AIDS
AIDS bildirimi zorunlu hastalıklar listesinde yer almaktadır. Ülkemizde 1985 yılında ilk vaka bildiriminin yapıldığını ifade eden Büyüktuna, “Ülkemizin her yerinde yeni HIV tanıları görülmeye başlamıştır. Bireylerin ayırımcılık ve damgalanmaya uğramalarına engel olmak için HIV enfeksiyonunun bildiriminde hastaların güvenliği ve kişi haklarına zarar verilmemesi esastır. Bu nedenle sağlık kuruluşlarına başvuran, tedavi ve testlerini yaptıran hastalarımızın veya yeni tespit edilen HIV pozitif kişilerin kimliği ile ilgili bilgiler kodlanarak bildirilmektedir.” dedi.
Türkiye’deki HIV/AIDS olgu sayısı diğer Avrupa ülkelerine göre daha düşük olduğunu bildiren Dr. Büyüktuna, “Son 5 yılda artan sayıda yeni olguların eklenmesi dikkat çekicidir. Son 10 yıla bakıldığında Türkiye’de HIV infekte olguların yüzde 620, son 5 yılda yüzde 300 oranında arttığı görülmektedir. Ülkemizde, 1985-2018 tarihleri arasında doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 16 bin 233 HIV(+) kişi ve 1.651 AIDS vakası mevcuttur. Vakaların yüzde 79,2’si erkek, yüzde 20,8’i kadın olup yüzde 15,2’i yabancı uyruklu kişilerden oluşmaktadır. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu 30-34 ve 25-29 yaş grubudur. Bulaşma yoluna göre dağılımına bakıldığında, vakaların yüzde 49,8’inin cinsel yolla bulaşmakta olduğu, cinsel yolla bulaştığı bildirilen bu vakaların yüzde 71,9’unun bulaşma yolunun heteroseksüel cinsel ilişki olduğu bilinmektedir.” diye vurguladı.
01 Ocak-31 Aralık 2017 tarihi itibarıyla 2844 HIV (+) kişi ve 121 AIDS vakası olmak üzere toplam 2 bin 965 vaka doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirildiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Büyüktuna, “Bildirimi yapılan vakaların yüzde 84,1’i erkek, yüzde 15,9’u ise kadındır. Vakaların yüzde 16’sı yabancı uyrukludur. 2017 yılında bildirimi yapılan vakalardan 25-29 yaş grubu, diğer yaş gruplarına göre daha fazla sayıda bildirilmiştir. Yıllar itibarıyla hastalık trendinde artış izlenmektedir. 2011 yılında HIV pozitif kişi sayısı 672 iken, 2017 yılında HIV pozitif kişi sayısı 2844 olmuştur.” diyerek açıklamasında AIDS’le ilgili istatistiki bilgilere yer verdi.
Yıllar |
HIV (+) |
AIDS |
TOPLAM |
ÖLÜM |
2013 |
1309 |
102 |
1411 |
28 |
2014 |
1894 |
137 |
2031 |
18 |
2015 |
2151 |
119 |
2270 |
13 |
2016 |
2470 |
103 |
2573 |
9 |
2017 |
2844 |
121 |
2965 |
25 |
TOPLAM |
10668 |
582 |
11250 |
93 |
Büyüktuna, “Ülkemizde tüm HIV pozitif kişilerin şu ana kadar % 50’sinin tanı aldığı, tanı alanların % 86’sının antiretroviral tedaviye erişiminin sağlandığı, tedaviye erişenlerinde % 90’ında viral baskılanma sağlandığı öngörülmektedir.” diye belirtti.
Hastalığın Bulaşma Yolları, Bulaşmayacağı Haller ve Korunma Yöntemleri
Hastalığın bulaşma yolları ile ilgili bilgi veren Dr. Büyüktuna, korunmasız cinsel temas, ortak paylaşılan enjektörler, damar içi madde kullanımı, gebelik ve doğum sırasında anneden bebeğe, yine anne sütü ve kan transfüzyonu gibi nedenlerle bulaşabildiğinin altını çizdi.
Büyüktuna, “En sık bulaşma yolu cinsel yolla bulaştır. HIV, korunmasız (kondom, prezervatif kullanmadan) olarak yapılan vajinal, oral, anal, her türlü cinsel temas ile bulaşabilmektedir. HIV infekte bir kişi ile sayısal olarak tek bir korunmasız cinsel temasta bile bulaşması mümkündür. Cinsel temas sayısı arttıkça bulaşma riski artmaktadır.” şeklinde konuştu.
Hastalığın bulaşmayacağı hallerle ilgili de konuşan Dr. Büyüktuna şunları kaydetti:
“Aynı ev, işyeri ve odada bulunmak, tokalaşma, el sıkışma, dokunma, sosyal tip öpüşme, telefon kulaklığı, kapı tokmağı, giysislerin ortak kullanımı, sigara paylaşma, tabak, çatal, kaşık, bıçak, bardak paylaşma, yüzme havuzu, banyo, sauna, tuvalet paylaşımı, göz yaşı, ter ve tükrük ile, sinek, sivrisinek, böcek sokması ile bulaşmaz.”
“AIDS Önlenebilir Bir Hastalık”
“AIDS hastalığı önlenebilir bir hastalık” diyen Dr. Öğr. Üyesi Büyüktuna, korunma önlemlerinin tedaviden çok daha ucuz ve etkili olduğunu, riskli cinsel davranışları azaltmak içinse cinsel eğitim ve AIDS programlarının düzenlenmesi, cinsel temas sırasında kondom kullanımı, ayrıca infekte olmayan partnerle monogomik ilişkinin bulaşmayı önlemek adına oldukça önemli olduğunu söyledi.
Büyüktuna, “AIDS hastalığı sadece bir sağlık problem değil, aynı zamanda tüm toplumu, her bireyi ilgilendiren sosyal bir problemdir. Bu nedenle hastalık ile ilgili doğru bilgilenmek, bilinçlenmek, nasıl korunulacağını öğrenmek, HIV enfekte hastaları toplumdan dışlamamak gerekmektedir.” diyerek sözlerine son verdi.