“Anne Sütünün Önemi ve Emzirme” Semineri Düzenlendi

 Üniversitemiz Uygulama ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından “Anne Sütünün Önemi ve Emzirme” semineri düzenlendi.

 

Tıp Fakültesi Öğretim Görevlisi Gaffari Tunç tarafından verilen seminere Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği hemşireleri,  hamile anne adayı ve yeni doğum yapmış anneler katıldı.

 

Annelerin sütünün bebekler için yeterli olduğunu ve annelerin bu konuda yanlış yönlendirmeler ile gereksiz sıkıntı yapmaması gerektiğine vurgu yapan Gaffari Tunç, “Biz insanlar çok fazla stres altında kalıyoruz. Yanlış bilgilerden, yönlendirmelerden dolayı. Ayşe Teyzem böyle dedi, Mehmet Amca böyle dedi, bu çocuk beslenmezse kötü olur. Aslında olmaz. Biz annenin nasıl süt ürettiğini, o bebeğin nasıl büyüyeceğini biliyoruz. Buradaki bütün anne adaylarımızın ve annelerimizin tamamının sütü bebeğine yeter. Hiçbir şekilde kaygı yaşamayın. 6 aydan sonra anne sütünün yanında 24 aya kadar tamamlayıcı beslenme öneriyoruz. İlk 6 ay sadece anne sütü, 6 ayla 24’üncü aya kadar ek gıda ile anne sütünü beraber götüreceğiz. Anne sütünü kesmeyeceksiniz. Anne sütünü keserseniz bebeğin fizyolojik olarak bazı emilimi gecikebilir. Mesela anne sütündeki demirle mamanın yani ek gıdalarla alacağı demir emilimi aynı değil. Anne sütünden aldığı demirin hepsi kana geçerken, bağırsaktan (ek gıdadan) aldığı demirin bazısı geçiyor.”dedi.

 

Anne Sütü Zekâyı Etkiliyor

 

Anne sütünün zekâyı olumlu yönde etkilediğini ifade eden Tunç, “Anadolu’da bir bebeğe kan vermek iyidir. Normalde hepimiz onu biliriz. Anne sütüne o nedenle ‘beyaz kan’ deriz biz Anadolu’da. Yani kana eş değer, çok değerli bir şey. Bir damlası bile ziyan edilmeyecek bir şey anne sütü. Ve bunun ne kadar değerli olduğunu bilin. Anne sütü zekâyı etkiliyor. Bu yüzden mutlaka anne sütü verin. Yani şu anda dünya bunun üzerinde uğraşıyor.” dedi.

 

Bebeğin ilk altı ayda sindirim sistemine en uygun gıdanın anne sütü olduğunu belirten Tunç, “İlk altı ayda bebeğin ihtiyacının %100’ünü karşılıyor.  6-12 ayda bebeğin ihtiyacının %50’sini, 12’inci aydan itibaren de bebeğin ihtiyacının %30’unu karşılıyor. Niye bu şekilde diyoruz; çünkü hayat her zaman yumuşak bir geçiş ister. Bağırsağın alışıma dönemi var. Doğar doğmaz anne sütü diye bir şey koyuyorsunuz. Bu iyi bir şey çünkü bebeğe yakın bir hücre. Bebek bu içeriği tanıyor. Ama siz mama verdiğinizde bebek bu içeriği tanımıyor. Yabancı bir şey veriyorsunuz. İçinde koruyucu maddeler, ilaçlar, renklendiriciler var,  pasta gibi düşünün. O nedenle ilk 6 ayda bir yumuşak geçiş oluyor. Bağırsak artık alışmaya başlıyor. “ dedi.

 

Bebeğe emzirme yaparken bir öğünde bir göğüsün tamamen boşaltılarak beslenme yapılmasının önemine vurgu yapan Tunç, “Ön süt ve son süt diye bir şey var. Bir bebek normalde üç saatte bir beslenir. Ön süt bebek on dakika, on beş dakika emdiğinde bu ön sütü çeker. Bu ön süt dediğimiz süt sulu ve şekerli. Bu ön süt doyurganlık vermez. Çocuk burada su içiyormuş gibi hisseder. On beş yirmi dakikadan sonra proteinli ve yağlı kısmı geldiğinde bebek doymaya başlar  (Sizlerin de yağlı yemek yediğinizde doygunluk hissi duymanız gibi) ve göğsünüzü bırakır. Günde 10-12 kez her öğünde bir meme tamamen boşalana kadar beslenmelidir. Peki neden boşalana kadar. Çünkü o yağlı olan kısımdan da almasını istiyoruz. Bir bebeği büyüten şey proteindir. Eğer ki bir bebeğe protein veriliyorsa bebek büyür.” dedi.

 

Obezitenin ilk dönem yanlış ek gıda beslenmesi ile ortaya çıkabileceğini ifade eden Tunç, “Bebekler anne sütü ile istedikleri kadar kilo alabilir. Ama mama ile bebekleri şişirmiyor. Bu ileride obezite, kalp hastası ve kolesterol yüksekliği olur.  Metabolik Sendrom deniliyor buna tıp dilinde. ” dedi..