Sivil Savunma Nedir?
Sivil Savunma, savaş sırasında saldırılara karşı, barış zamanı ise her türlü doğal afet ve büyük felaketlerde halkın can ve mal kaybını en aza indirmek için yapılan silahsız, koruyucu ve kurtarıcı önlem ve çalışmalar bütünüdür. Bununla birlikte faaliyet gösteren tüm resmi ve özel kurum, kuruluş ve tesislerin korunması, devamlılığını sağlayacak her türlü tedbirin alınmasıdır. Vatandaşlarımızın da gerekli bilinci kazanarak bu çalışmaları desteklemesi aynı zamanda halkın ihtiyaçlarının karşılanması ve moralinin yüksek tutulması için tüm çalışmaları içermektedir.
Türk Dil Kurumu tarafından ise “Barışta doğal afetlere karşı, savaşta sıcak çatışma içinde sivil halkı korumaya yönelik önlemler bütünü” olarak tanımlanmaktadır.
Sivil Savunmanın Ortaya Çıkışı?
1.ve 2. Dünya Savaşlarında savaş meydanlarında birçok insan öldüğü gibi cephe gerisinde de sivil halkta can kaybının olduğu gözlemlenmiştir. Örneğin 2. Dünya Savaşında 10 milyon can kaybının %52 sini askerler oluştururken %48 ini ise savaş meydanları dışında kalan halkın oluşturduğu görülmektedir.
1.Dünya Savaşından sonra birçok sivil halkı korumak için “Pasif Koruma” adı altında bu çalışmalara başlamıştır. İlk çalışma İngiltere’de 1924 yılında “Hava Baskınlarına Karşı Alınacak Tedbirler Komitesi” olarak başlatılmıştır. Rusya 1931’de, Norveç 1936’da, Belçika 1937’de, Fransa ve Danimarka 1938’de, Hollanda 1950’de, Almanya 1951’de, İtalya 1956’da bu çalışmalara başlamıştır. ABD de ise çalışmalar daha yeni tarihlerde olmasına karşın çok fazla savaşa girmedikleri için oldukça fazla mesafe kaydetmiştir.
Türkiye’de Sivil Savunma
Ülkemizde ise ilk çalışma 1928 yılında Genel Kurmay Başkanlığı tarafından “Cephe Gerisinin Havaya Karşı Müdafaa ve Muhafazası” talimatnamesinin yayınlanmasıyla başlamıştır. 1931’de “Hava Taarruzlarına Karşı Pasif Koruma” şeklini almıştır. 1938’de 3502 sayılı “Pasif Korunma Kanunu” yayınlanmış, illerde müdürlükler kurulmuştur. 28 Şubat 1959 tarihinde 7126 sayılı “Sivil Müdafaa Kanunu” yürürlüğe girmiş daha sonra 586 sayılı KHK ile “Sivil Savunma Kanunu” olarak değiştirilmiştir. 29 Mayıs 2009 tarih ve 5902 sayılı “Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri” kanunun yayınlanması ile 17 Haziran 2009’da Sivil Savunma Genel Müdürlüğü kapatılmış ve tüm yetki ve sorumlulukları Afet ve Acil Durum Başkanlığı’na (AFAD) devredilmiştir.
Sivil Savunmanın Önemi
Teknolojini ilerlemesiyle birlikte günümüzde olan ve gelecekte olabilecek savaşların tüm ülke unsurları ile topyekün olacağı açıktır. Bu tür savaşlarda düşmanın savaş gücünü ezmek için insan gücünü ve sanayi gücünü yok etmek gerekir. Yani sivil vatandaşlar ve onlar tarafından çalıştırılan tüm resmi ve özel sanayi ve endüstriyel kurum ve kuruluşların hedef alınacağı bellidir. Barışın hakim olduğu ve afetlerin olmadığı dönemlerde güçlü bir Sivil Savunma örgütlenmesi kurulamazsa, savaş zamanında ve herhangi bir afet durumunda oluşacak zararların oranını artacaktır.
Sivil Savunma Eğitimleri
Ülkemizin Sivil savunma konusuna hazır olabilmesi maksadıyla AFAD tarafından çeşitli eğitimler verilmektedir. Bu eğitimlerin amacı her türlü olağan ve olağanüstü durumlarda her zaman hazır bulunmak ve sivil halkın can ve mal kaybını en asgari seviyede tutmak için vatandaşa yol göstermektir. Bu kapsamda AFAD’ın verdiği eğitimleri şöyle sınıflayabiliriz.
- Sivil Savunma Kadrolu Personelinin Eğitimleri,
b. Sivil Savunma Acil Müdahale Birliği Eğitimleri,
c. Sivil Savunma Halk Örgütü Mükelleflerinin Eğitimleri,
d. Daire ve Müessese Sivil Savunma Teşkillerinde Görevli Personelin Eğitimleri,
e. Acil Müdahale Birliğince Desteklenecek Eğitim Faaliyetleri,
f. Okullara Yönelik Sivil Savunma Eğitim Faaliyetleri.
Sivil Savunma Ne Zaman Başlar?
Sivil Savunma bilincini aşılamak, vatan sevgisini en öne çıkarmak, savaş ve afet durumlarına hazırlıklı olmak ve bunu kültür haline getirebilmek için çalışmaların okullarda başlaması gerekir. Eğitim öğretim süresi içerisinde kompozisyon, resim, şiir yarışmaları yapılarak farkındalık sağlanmalıdır. 28 Şubat Sivil Savunma Gününde ve 1-7 Mart Deprem Haftasında öğrencilere bu konularda bilgi verilmeli, görsel materyallerle örneklemeler yapılmalı ve aynı zamanda durumlar karşısında yapılacaklarla ilgili tatbikatlar yapılmalıdır. Bu etkinlikler sadece bir gün veya bir hafta değil yılın değişik zamanlarında da tekrarlanmalıdır.
Ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’te “Felaket başa gelmeden evvel önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır. Geldikten sonra dövünmenin faydası yoktur.” Sözüyle Sivil Savunmanın önemini belirtmiştir.