Moğolistanlı Öğrencinin Sivas’a Bakışı

 Yunus Emre Enstitüsü tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenen “Türkçe Yaz Okulu” programı özel bir otelde verilen veda yemeği ile sona erdi.

 

Hep birlikte çeşitli şarkıların seslendirilmesi ile başlayan programda Yunus Emre Enstitüsü öğrencileri sergiledikleri performanslarla unutmayacakları bir gece yaşadılar.

 

Kendileri için düzenlenen mini konserin ardından, birbirinden farklı kültürlerin buluştuğu yaz okulunda misafir edilen öğrenciler arasında farklı kategorilerde yarışmalar düzenledi.

 

Gerçekleştirilen veda yemeğine kendi ülkelerine ait yöresel kıyafetlerle renk katan öğrenciler, Türkiye’de bulundukları döneme ait hislerini anlattıkları metin, resim, şarkı yarışması düzenlendi.

 

Metin kategorisinde, Moğolistan’dan Gantuya Ariunsan Türkiye’yi keşfederken hislerini kaleme aldığı yazısı ile birinci seçildi.

 

Üniversitemizde iki yıldır misafir ettiğimiz Yunus Emre Enstitüsü öğrencileri üniversitemizde geçirdikleri zaman, Sultanşehir Sivas’ta gördükleri doğal ve tarihî güzellikleri ile birçok öğrenciye kendisini hayran bıraktığını gördüğümüz Gantuya Ariunsan’ın “Kırmızı ay beni hasretle bekliyor…”  şeklinde başlayan yazısını mutlulukla okumanızı tavsiye ediyoruz.

 

 

 

Anadolu'nun hatıralar

 

... 27 Temmuz 2018, saat 21.45 ••• Kırmızı ay beni hasretle bekliyor... Yıldızlar ellerime Gökpınarın turkuaz gibi yakınmış... Dokunuyorum, parmaklarımla... Hayâlım yeniden çiziyor, bu geceyi... Bak, dünyanın rengi ne kadar güzel... Kandım yine, Türkü baba gibi... Biliyorum, gençlik aldığım nefesle geçer... Ama hatıralarım kimsenin bilmediği bir yerde Ulu Camii gibi durur...

 

Sevgi diliyle tanıştığımız arkadaşlarım yanında... Seslerden gelen sessizlik içimde gönül veriyor... Ebru sanatla çizdiğim dört kalp bir birlerine barışmış... Dünyanın dört köşesinden sevda ile buluştuk, bizler... Vedalaşma ayran gibi beyaz ama ekşi olacak... Neyse! Cesaret yok ise, zafer de yoktur...

Kangallardan öğrenirsin... Damladan kaynaklandığı Ballıca mağarası... İnsan bile göz yaşlardan doğar... Kopuzun verdiği ses, tarih ile uzatır... Bizim kurduğu barış, zaman ile sağlamlaştırır...

 

Kâğıt biter, ama hikâye bitmez... Bir yüz yıl daha geçecek... Balıkların öptüğü yerde çiçekler yetişecek... Bensizlik zaten doğanın özgürlüktür... Ama memnunum... Anadolu’nun hatıralarım iki kültürümüzü bağlayan Boğaziçi gibi duracak... Süresiz ve müddetsiz...

 

... Bir baktım, tavşankanı çayım elimde... Hala sıcak... Bu gece Sivas'ın rüzgârı annemin sarılışı gibi esiyor...